Korkuyu yenme
Fiziksel tedavinizi tamamladıktan sonra bile, hala duygusal olarak hastalığınızla baş etmeye çalışıyor olabilirsiniz. Çoğu insan, hastalıklarının nüksedeceğinden endişelenir. Bu duygu asla tamamen kaybolmayabilir. Bazı günler korku başa çıkılabilir olabilir, hatta unutulabilir; bazı günler de dayanılmaz görünebilir. Bununla baş etmenin yolları vardır.
Sürekli bilgilenmek
Hastalığınız ve iyileşmeniz hakkında ne kadar bilgili olursanız, kontrol duygunuz o kadar fazla olur. Mantık, duyguları tamamen kontrol edemez, ama bilgi, korkularınızı yatıştırmanıza yardımcı olabilir. Kaynaklarınızı anlamak ve acil durum planı yapmak, “ya olursa” gibi sessiz ama rahatsız edici endişeleri susturmanızı sağlayabilir. Araştırmalar, daha bilgili hastaların, tedavi planlarını daha iyi takip ettiğini ve daha bilgisiz hastalara göre daha hızlı iyileştiğini göstermektedir.
Duygularınızı paylaşma
Çoğu insan korkularını aileleriyle, arkadaşlarıyla, hayatta kalan diğer kişilerle veya bir danışmanla konuşmaktan fayda görmektedir. Sadece sorunu açıkça söylemek, duygularınızla baş etmenizi kolaylaştırır. Duygularınız hakkında konuşmak zor geliyorsa, bunları yazmayı düşünebilirsiniz. Düşüncelerinizi gizli tutabilir veya güvendiğiniz biriyle paylaşabilirsiniz. Ayrıca, durumunuzu anlayan diğer insanlardan geri bildirim almak için çevrimiçi bir destek grubuna katılmayı düşünebilirsiniz.
Duygularınızı anlamaya zaman ayırma
Unutmayın ki her zaman neşeli olmanız gerekmiyor. Bazen kendinize kötü bir gün geçirmek için izin verin.
Stresi azaltma
Tedavi boyunca, hayatınızın bazı alanlarını askıya almış olabilirsiniz – örneğin aile sorunlarıyla, okulla, işle veya mali sorunlarla ilgilenmek. Nakilden sonra bu sorunların ortadan kalkmadığını görebilirsiniz. Bu taleplerle baş edecek gücü bulamadığınızdan endişelenmek stres yaratabilir. Hayatta kalanların çoğu, hayatlarındaki stresin hastalıklarına neden olduğundan ve tekrar yaşanan stresin hastalığı geri getireceğinden endişelenir. Stres bazı sağlık sorunlarına katkıda bulunsa da, kanser gibi hastalıkların herkesin başına gelebileceğini ve geldiğini unutmayın. Hastalığınızdan kendinizi sorumlu tutuyorsanız, bir danışmanla konuşmanız faydalı olabilir.
Depresyonu yönetme
Çoğu insan, hastalığının ve tedavisinin sonucu olarak kendisini üzgün, gergin ve kızgın hisseder. Tedavileri boyunca çok neşeli olan insanlar bile depresyona girebilir veya öfke, suçluluk gibi duygular geliştirebilir. Bu, strese karşı verilen doğal bir tepkidir. Bu duygular genellikle zaman içinde azalır. Ancak bazı insanlarda, duygular daha da kötüleşir ve nihayetinde günlük yaşamı etkiler. Depresyon, “keyfin yerinde olmaması”ndan daha fazlasıdır. Öylece atlatabileceğiniz veya kendinizle konuşarak düzeltebileceğiniz bir şey değildir. Tedavi edilmesi gereken tıbbi bir durumdur.
Doktorunuz sizi, hayatını tehdit eden bir hastalıktan iyileşen kişilerde depresyonu tedavi etmede deneyimli bir terapiste sevkedebilir. Ayrıca, daha az korku ve gerginlik hissetmenizi sağlayacak reçeteli ilaçları sorabilirsiniz.
Travma sonrası stres bozukluğu
Uzun süren hastalıklarla ve tedavilerle mücadele etmek, hem hastada hem de ona bakanlarda çok fazla stres yaratabilir. Travmatik bir olay yaşayan insanların duygusal artçı şoklar yaşaması yaygındır – ve hatta normaldir.
Stres tepkisinin belirtileri ve semptomları günlerce, haftalarca veya aylarca sürebilir. Semptomlar şiddetli ve uzun süreliyse, travma sonrası stres bozukluğunu (PTSD) işaret ediyor olabilir. Tedavi edilmediğinde PTSD kişinin iş yapabilme kabiliyetini etkileyebilir ve aileyle, arkadaşlarla, iş ve okulla ilgili sorunlara neden olabilir.
Travma sonrası stres bozukluğunun tedavisi
Kendinizde veya bakıcınızda travma sonrası stres bozukluğu (PTSD) yaşıyorsanız, değerlendirilmek için doktorunuzla konuşun. Danışmanlık ve grup terapisi etkili olabilir. PTSD yaşayan pekçok insan, depresyon ve anksiyetenin tedavi edilmesi ve baş edebilmeleri için ilaç terapisinden faydalanmıştır